Kendini anlatmak isteyip anlatamamak,tüm cümlelerinin düşüncelerinin sadece kendi içinde kalması...İğrenç!İnsan kendini anlamlandırmak için kendi cümlelerini kurmalı ve bunları paylaşabilmeli diğer insanlarla.Hayata bakışını,bir olay hakkındaki yorumunu.Paylaşmalı paylaşmasına da...Karşındaki de senle aynı bakmıyorsa hayata ? Senin cümlelerin yoksa onun lügatında ? Sen bir cümle kurduğunda soru işareti dolu gözler oluyorsa karşında bulduğun ... İşte bu en berbatı.Aynı dilde konuşsa da iki insan anlaşamıyorsa bu değil midir dünyanın felaketi? Aynı kelimelere farklı anlamlar yüklüyorsa... Şu "eküri" olayı! İnsan illa istiyor yanında birisi olsun. İnsan Nietszche gibi olamıyor her zaman.İlla ki arıyor cümlelerine aynı anlamları yükleyecek bir yoldaş olsun yanında.Bulamadı mı dünyanın en güzel yerinde olsa, en eğlenceli şeylerini yaşasa bile hapiste gibi! Dünyanın en güzel,en mükemmel, en parlak, en en en herbişeyi olan bir nesneyi görse insan ama bunu sadece kendisi görse mesela.Zevk alır mı acaba gördüklerinden? Kelimeleriyle anlatamadıktan sonra? Yorumları anlaşılmadıktan sonra? Hayal şehrine gitmiş de olsa zindanda değil midir o insan aslında? Hayaller de paylaşılmalı. Görülen bir güzellik de kalmamalı insanın içinde yapayalnız.Olmamalı hiç bir kimse yek,başka,soyut.Hiç değilse cümleleri anlamlı olmalı herkes için,insanlar birbirlerini anlamaya çalışmalı.At gözlükleri takıyoruz gözlerimize.Kendi yolumuz dışındakileri eliyoruz hayatımızdan,görmek bile istemiyoruz onları.Başkalaşmak istemiyoruz her nedense.Kendi yolumuzu en ulu,en doğru, en mükemmel sanma yanılgısına düşüyoruz.Doğamızda mı var kibir nedir? Dinlemiyoruz yanı başımızda duranı,dinler gibi yapıyoruz.Hayata bir de onun gözünden bakmayı denemiyoruz.En mükemmel hayat benim gözlerimden gördüğüm hayat ya hani...Bir de onunkinden bakmıyoruz,tenezzül dahi etmiyoruz.Gerek yok başka gözlüklerden bakmaya hayata.At gözlüklerimizle mutluyuz.
Sonsöz: