Resim

Resim

29 Temmuz 2010 Perşembe

İşte,tatil yeni başlıyor.

Tatil benim için MP3 çalarına yol şarkıları atmakla başlayan uzun bir serüven.Özenle bulduğun,seçtiğin şarkıları MP3 çalarına atarsın hemen ardından bavul telaşı başlar ve bu kadar üstüne düşülmesine rağmen her seferinde mutlaka bir şeyler mutlaka unutulur.Ardından yolda müziklerini dinlerken havanın kokusundaki değişimi fark edersin gideceğin yere yaklaştıkça,tuz kokusudur belki aldığın ya da bozkırın o acımsı kokusudur burnuna gelen.Bitki örtüsündeki değişimdedir tatilin tadı.Sarı ovalarla başlayan yolculuk yeşil küçük çalılarla dolu bir yerde son bulur.Dağlar artık yolun başındaki gibi çıplak ve kahverengi değil yemyeşildir.Güneş daha yakıcıdır ve evet,artık her şey geride kalmıştır.Birkaç adım sonra ayakların buz gibi suya değebilecektir.
Evet,herkese iyi tatiller :)

25 Temmuz 2010 Pazar

How It Ends!


Devotchka...Çok yalnız,çok kırgın,çok umutsuz,çok çok çok mutsuz ve dipte hissettiğim bir gün izlediğim ve izledikten sonra "hayat yine de güzel." dedirten Little Miss Sunshine filminin müziklerini yapan grup...Çok sevdim sizi,iyi ki girdiniz hayatıma.Günümün akışını değiştirebilecek derecede içime işleyen müzikler yapan birkaç gruptan biri oldunuz evet.How It Ends dedin ve günüme umut,ışık kattın,Let's Go dedin ve hüznümü seninle yaşattın hatta her hüznün altından yeşeren yeni umutları anlattın bana.Herkese şiddetle tavsiye ederim.Mp3lerini bulmak zor,albümleri içinse en azından Ankara'da boşa gezmemekte fayda var.Ama kendi sitelerinden müziklerine ulaşabilirsiniz.Ya da Little Miss Sunshine'ın soundtrackinden de bulabilirsiniz.Bu arada film de izlemeye değer. http://devotchka.net/

Metropoldeki Kedi



Son günlerde aklımda dönen garip düşünceler anforunu bir de burada paylaşayım dedim belki gerçekten "garip" olmadığıma inanırım ve benimle aynı şeyleri ucundan da olsa düşünen bazı insanlara rastlarım amacıyla.Hani evrimden bahsedilir ya hep,insanlar maymundan gelmiştir diye hani.Öyle olmasa bile fen bilgisi ve akabinde biyoloji derslerimizde öğrendiğimiz gibi "insan memeli bir hayvandır hatta homosaphiens olarak isimlendirilir." kalıbı vardır hani.İşte son günlerde ne zaman bir insan topluluğunda kendi içime kapanabilme fırsatı bulsam hep bunu düşünüyorum.İnsan da bir hayvandır.Ama bu medeniyete nasıl ulaşmışız işte bunu düşündükçe hayret ediyorum türümüze nedense.Mesela bilgisayar başında oturup arkadaşlarına e-mail gönderen bir köpek görüntüsü geliyor aklıma.Veya arkadaşlarına cep telefonundan mesaj atan bir hipopotam...İnsanoğlu kimi zaman da bu kendi elleriyle,canhıraş uğraşlar vermek suretiyle karmaşıklaştırdığı dünyasında boğulma aşamasına geliyor.İşte böyle durumlarda bir kedinin hayatına sahip olmanın ne kadar da güzel olabileceğini düşünürüm hep.Sadece hayatta kalmaya çalışmak...Başka bir işin olmadan sadece yaşamak...Yaşamak için var olmak.İşte bu yüzden bazen insanoğlunun tabiata dönmesinin gerekliliğini düşünüyorum.Basit bir şekilde sadece "yaşamak" için...