En büyük maceram Erasmus serüvenim için kendime küçük bir defter almıştım.Her an yanımda taşıdım onu ve içinde hatıralar biriktirdim.Bu bende alışkanlık olmuş olsa gerek buraya gelince de yeni bir defter daha aldım.Bunun öyle "Erasmus Hatıraları Defteri" gibi fiyakalı bir ismi yok maalesef.Defterimdeki ilk yazımı da burada paylaşmak istedim.Öyle çok güzel falan değil yanlış anlaşılmasın.(Ama defterim güzel :) )
Küçük bir kuştu gözlerinin önündeki karaltı.O kadar yakındı ki minik kahverengi kuş...(Serçeydi heralde?!) Ne kadar da korkusuz diye düşündü serçe için.Yaşayıp hakkını başarıyla verdiği sınavlardan mıydı bu kendine güven?Ya da o kadar pembeydi ki hayatı,insanoğlunun acımasız ve kocaman pençelerinden,hırslarından ve sinsiliklerinden henüz haberdar değildi belki de?
Öyle ya da böyle,serçeydi ve buradaydı.Uçmak,güzel diyarlara varmak yerine burayı seçmişti kendine.Pencerenin önündeki o küçük çıkıntıyı.Gri,beton,inşaat kalıntılarıyla lekelenmiş;hafifçe sıvası dökülmüş eski binanın küçük ve nadir ayrıntılarından biri olan bu ufacık pencere önünü seçmişti işte kendine. (Pıt pıt) Heyecanla atan küçük kalbi dışarıdan bile görülecek kadar hızlı atıyordu.O kadar ki adeta küçük serçe kalp atışlarının ritmine ayak uydurmuş biçimde şekillendiriyordu hareketlerini.
Kendine bakan o meraklı bir çift gözü görmezden gelerek rahat bir biçimde hareket ediyordu pencerenin önünde.Hoş ,bu gözler sanki görmezden gelinmek için yaratılmışlardı ya...Gözlerindeki minik umut,neşe pırıltılarını görebilen çıkmamıştı henüz.Biri görür gibi yapmış,onu uzun bir süre kandırmıştı.Onun ardından uzun süren sağanaklar görüldü yine bu gözlerde.Ama geçti.Şimdi hava bulutsuz,pırıl pırıl.
Bazen düşünürdü serçeleri bu gözlerin sahibi.Serçe kelimesinin ondaki çağrışımı "özgürlük"tü her nedense.Tüm kuşlar özgürdü ama serçeler bütün o kuşlardan da özgürdü.Bütün arzularını,heyecanlarını ve kederlerini küçücük bedenlerinde barındırabildikleri ölçüde özgürlerdi.Sokakta yürüyen binlerce insanın gözlerine baka baka özgürdü.Hangimiz onun kadar sahibiz ki özgürlüğümüze?
Biz insanlar için özgürlük,uğrunda mücadele edilip,elde edilesi bir şeydir.Zaman zaman iktidarla,zaman zaman yakınımızdaki insanlar ve onların düşünceleriyle,zaman zaman da kendileriyle mücadele eder insanoğlu özgürlüğü için.Yine de elde eder mi sonunda dersek,pek de elde edebildiği görülmemiştir.Özgüre yakın olurlar belki en fazla.Çünkü sevgi bile insanoğlunu tutsaklaştıran bir etkendir insan ömründe,düşünürsek.
Bir çift büyük göz bunları düşünedursun küçük,kahverengi kuş (serçeydi herhalde?!) uçtu gitti.Hayatı yine mi ıskalamıştı düşünceler denizinde yüzerken bu gözlerin sahibi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder