Resim

Resim

29 Ağustos 2010 Pazar

(boş)

    Bir gün uyanırsın.Sıradandır aslında.Öyle her zamanki alelade günlerdendir işte.Kalkar elini yüzünü yıkar kahvaltıya oturursun.O sırada anlarsın işte o midendeki garip histen bir şeylerin yolunda gitmediğini.Bir şeylerin değiştiğini.Sonra hatırlamak istersin,hatırlamaya çalışırsın.Aklındaki o koca boşlukta cevap bekleyen bi soru vardır."Değişen ne?"
    Aylardan Eylül'dür.Bilmediğin,tanımadığın bir yerdesindir.Lanet okursun içinden,geri dönmek istersin ama hayat seni oraya sürüklemiş ve geri dönmeye hiç mi hiç niyeti yok.Anlarsın.Yola devam etmeye çalışırsın.Alışmayı dener,insanlarla sohbet edersin,kaynaşmak adına.Sonra arkadaş olursunuz ve belki de alışabilirim buraya dersin.Aradan geçen yıllardan sonra onlar senin "lise dostların" olmuştur.Acaba olmuş mudur?Hah.Şapşal.Sen kendini kandırırsın işte ancak.Dost?Bu kelimenin anlamı?Bilen,duyan  var mı şu günlerde acaba?Sen de kalkmışsın bunlar benim lise dostlarım diyorsun.Ne yaptın ki dostun olsunlar?Veya ne yaptılar ki dost diye nitelensinler?Dost sıfatı acaba durduk yerde seni görmemek istemeye başlayanlara verilebilecek bir sıfat mıdır ki?Hayır,değildir.Sabredersin.Yüzsüzlük bile yaparsın.Hatalarını anlayacaklar dersin,affetmeye çalışırsın.Hayır.Hatalarını anlamazlar.Devam ederler aynı biçimde.Sen de geçen yıllardan elinde kalanlara bakarsın.Sahi lise yıllarından elinde ne kalmıştı?Bir adam,birkaç gerçek dost ve geri kalan.
    Aylardan Eylül'dür.Bir bilinmeze yol açma arifesidir.Yeni bir okyanusa balıklama dalmak günü yaklaşmaktadır.Elindekilere baktığında gördüğün tablo seni güldürür.Aynı zamanda kalbini parçalar.Ben nerde yanlış yaptım dersin?Bulamazsın.Çok mu safım dersin ama masumiyetin iyi bir şey olduğunu düşünenlerdensindir hala.Peki o halde ne?Mideni huzursuzlandıran,boğazına koca bir yumru oturtan şey;ne?Bir bilene danıştım."Yalnızlık" dedi."Elimde kalan ne diye düşündüğünde gördüğün o koca boşluk...Bir adam diyosun.Adamlara güven olmaz.Belki onları alıp hayat arkadaşı yapıyoruz kendimize ama bir çoğunu da güvenilmez olarak niteliyoruz bu hayat arkadaşımızı bulana kadarki yolculuğumuzda.Bir kaç dost diyorsun ya işte onlara daha çok güven."dedi.Önemli olan ruh yalnızlığı.Kendini yalnız hissetme hastalığı."Unutma!" dedi bilge kişi, "yalnızlık ömür boyu".
     İşte o Eylül ayında değişen buydu.Hayatta çok güvendiğim o adama artık güvenmediğimi fark etmem.Bunu algılamam çok uzun sürdü.Kabullenmek istemedim uzun bir süre.Bile bile kör maymunu oynadım belki ama gerçekler bir gün insanın yüzüne çarpıyor o klişe -tokat- biçiminde.Hayatta bir tek kendine güven demişti babam.Ne kadar da haklıymış meğer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder