(Yine bir özensiz yazıdır,hatta kafa da az dumanlı,okuma istersen edebi falan değil vallahi,dürüstüm!)
Ah be e-günlüğüm.Günlerden oldu 29 Mayıs.Doğum günümden 5 gün geçti.Çocukluk bitti sanki 21'e girince.Büyüdük.Sorumluluklar arttı.Pembedense siyah-beyaz veya gri oldu dünya sanki.
Çok büyüdük bir anda,soldu dünyanın o parlak renkleri.İlk kez hediyesiz girdim yeni bir yaşa sanırım.İlk kez umursamadım o günün doğum günüm olmasını,çünkü daha önemli şeyler vardı aklımda.Çünkü daha mühimdi hayatın akışı arasındaki o "yapılacaklar listesi"ndekiler. Umurumda değildi ya da bir toz pembelik vermedi doğum günüm ilk kez.
Ne bileyim,sözde İtalya'da kutladım ya,insan bir garip oluyor be e-günlük.İnsanın yanında dostları olsa,elleriyle kendi için pasta da yapsa bi garip oluyor.Hani mutsuz değil,onca emek karşısında yine mutlu,yine umutlu oluyor da bir kaç ilki de yaşıyor yine ya belki onun garipliği oluyor,onun heycanı.Belki yaban ellerde bile bir kaç iyi dost edinmenin mutluluğunu tadıyor ama anne-baba kavramının boşluğunu dolduramıyor.Öyle eşsiz kavramlar ki nasıl olsa,ne olsa yerleri boş kalıyor.Hadi anne seni doğurandır peki baba ?? Çok mu şey yaşadın be babanla? Ne oldu da bu kadar bağlandın ki?
Yıllar önce seyretmeyi bıraktığımız o yeşilçam filmlerinde gördüğümüz bir kavram olan "kan çekmesi" gerçekten var olan bir kavram mı be günlük?Kime sorsam,ne yapsam bilemedim ve 2.özensiz yazım çıktı ortaya işte.
Tamam 21 oldum,tamam "iyi ki doğdum" ama...Amalardan sonrası pek hayırlı değildir ya her zaman.Yine de "dream on".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder