Resim

Resim

2 Eylül 2011 Cuma

Pastoral yaşam anıları

              Tatile çıktım. Ama blogumu böyle yalnız bırakınca üzüldüm (yoksa içimden yazmak geldiğinden, azıcık dertleşmek istediğimden filan değil) biraz yazayım dedim.
              Köye geldik. Daha doğrusu burası aslen köy değil kasaba. İlginç değil mi? Küçükken çok severdim kasaba olmasını. Sanırım izlediğim Amerikan filmlerindeki hatta daha doğrusu western filmlerindeki "bu kasaba ikimize küçük" laflarından sonra kasaba kelimesi bir kuul bi havalı filan geliyodu bana bilemedim şimdi. Her neyse şu an küçük kasabamızdayız. Babaannemlerin kendi dedelerinden kalma,eski bir evde kalıyoruz maaile. Küçücük bir ev aslında ama bir avlusu var alt katında. Günümüzü orda geçiriyoruz genelde. O açıdan küçücük bile olsa sığışabiliyoruz ama şartlar biraz kötü gerçekten. Özellikle banyo tuvalet muhabbeti fena kasıyo. Nitekim dedemin tuvalet ve banyo kullanış anlayışı biraz değişik. Genelde 1 saatten önce çıkamıyor her nedense. İkinci sorun evde kalabalık olmamız sebebiyle tuvalete sık sık ihtiyaç duyulması. Ben de yapamıyorum böyle, sanki ben içerdeyken sürekli biri gelip pattadanak kapıyı açıvericek gibi geliyo ve acayip gerilim yaşıyorum. Sırf bu yüzden banyoya girmiycem neredeyse. Artık böyle dayanabildiğim kadar dayanıyorum sonra koşarak gidip 5 dakikadan fazla kalmıyorum falan. Dişimi bile böyle içimde bir acele, sinir stresle fırçalıyorum.
            Bunun dışında sanki her an pastoral bir şiir fırlıycak içimden o derece doğal hayatla iç içeyim. Her tarafta arı, kuş, köpek, kelebek, sümüklüböcek filan. Biz büyükşeher çocukları olarak alışkın değiliz böyle şeylere. Nasıl geriliyorum nasıl geriliyorum anlatamam. Hele bu arılar... En büyük korkum resmen. Onlarda da köpeklerde olan şu korkuyosan anlama zımbırtısından varmış. Gelip gelip beni buluyolar sürekli, sonra ben çırpınarak koşturuyorum bi. Tabi sonra tüm aile "kocaman kız oldun cık cık cık , elini kolunu sallama gider o cık cık cık" şeklinde muhabbetlere girişiyo. Uyuz oluyorum yaa uyuz. Korkuyorum napiyim! Hem ben küçükken bi kez dinlemiştim sözlerini, sakin duruyım sokmaz demiştim sonra gelip sokmuştu gerizekalı arı! Ben artık nasıl durıyım öyle sakin hı bi deyiverin bana?!
           Ama az kaldı bi kaç gün sonra sıcak denizlere inme hedefimi gerçekleştirmiş olacak ve güneşin altında mayışık, uyuşuk, tembel bir kedi gibi yatmaya başlıycam. Sık dişini, sen güçlü bir kızsın! (Evet evet, çok amerikan filmi izlemiştim küçükken ben)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder