Şıpsevdi diye bir sakız vardı bi zamanlar. Belki hala var tam emin değilim. Böyle şekerli, meyveli tuttili fruttili bi sakızdı işte o da. Ama içinden böyle bi falımsı karikatürümsü bir şey çıkardı. Minik bir kağıt. Üzerinde hep birer şirinlik muskası olan bi oğlan bi kız olurdu. Bu kız hep
şıp diye severdi oğlanları. Hep böyleydi bu evet. Sonra oğlan da her ne hikmetse
şıp diye severdi kızı.
İsmail YK yoktu tabi o zamanlar. "
Beni beğeneni been beğenmem, benim beğendiim beni beenmez" çağlarından uzaktı onlar.
Şıp diye sevilirdi insanlar. Daha doğrusu eskinin deyimiyle sevişirdi
şıp diye. Oğlan kızın gözünden mi anlardı sevildiğini, kız mı oğlana kaş göz eder, efsunlar mı yapardı bilmem. Küçüktüm o zamanlar. Aklım ermiyordu böyle şeylere. Sadece o fallı mallı minik kağıttaki karede illa ki bir adet kalp bulunurdu. Biz kız çocukları çok severdik böyle kalpli malpli, kırmızılı pembeli şeyleri. Büyüdüm hala severim orası ayrı mevzu ya... Ben ordaki kıyı köşede duran kalplere bakardım işte. Sevgi,aşk o kalpler kadar saf ve basitti. O sakız paketinin içinden çıkan o minicik kağıttaki minicik kareye sığabilecek kadar basitti gözümde.
Olayın temeli o kırmızı, pembe kalplerdi aslında. Yoksa şimdi abarttığımız gibi değil.
 |
| Böyleydi işte. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder